TÜRKAK, ürünlerin karbon ayak izinin (Product Carbon Footprint - PCF) hesaplanması ve raporlanması için gereklilikleri tanımlayan bir uluslararası çevre yönetim sistemi ISO 14067 alanında ilk akreditasyonunu verdi.
İlk olarak 2013 yılında yayınlanan ve 2018 yılında revize edilen ISO 14067 standardı, ürünlerin yaşam döngüsü boyunca neden olduğu sera gazı emisyonlarının bilimsel yöntemlerle hesaplanması, raporlanması ve doğrulanması için uluslararası düzeyde kabul görmüş bir çerçeve sunuyor. Bu süreç; hammadde temininden üretime, dağıtımdan kullanım ve bertarafa kadar tüm aşamaları kapsıyor.
Uluslararası Geçerliliğe Sahip Karbon Ayak İzi Hesaplaması
TÜRKAK’ın verdiği bu ilk akreditasyon sayesinde, Türkiye’de üretilen ürünlerin karbon ayak izi çalışmaları artık uluslararası geçerliliğe sahip metodolojilerle yürütülebilecek ve güvenilir şekilde raporlanabilecek.
ISO 14067 Akreditasyonu ile;
• Ürün karbon ayak izi (CFP) çalışmalarının şeffaf ve güvenilir şekilde yürütülmesi,
• AB Yeşil Mutabakatı kapsamında çevresel performansın değerlendirilmesinin kolaylaşması,
• Sürdürülebilirlik raporlaması ve iklim değişikliğiyle mücadelede güvenilir veri sunulması,
• İhracat yapan firmalar için çevresel rekabet avantajı sağlanması gibi önemli katkılar sağlanıyor.
Yeşil Mutabakat ve Türkiye
AB’nin Yeşil Mutabakat hedefleri doğrultusunda karbon sınır vergisi ve sürdürülebilir üretim kriterleri giderek daha belirleyici hâle gelirken, TÜRKAK’ın bu adımı Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecini hızlandıracak ve Avrupa pazarlarına uyumunu güçlendirecek bir gelişme olarak öne çıkıyor.
TÜRKAK, ISO 14067’nin yanı sıra ISO 14064 (sera gazı doğrulama), ISO 14046 (su ayak izi) ve PEFC (sürdürülebilir orman yönetimi) standartları kapsamında da akreditasyon hizmeti sunuyor. Böylece, Türkiye’de sera gazı doğrulama, su ayak izi hesaplama ve sürdürülebilir orman yönetimi gibi alanlardaki faaliyetlerin uluslararası güvence altında yürütülmesine katkı sağlıyor.
Türkiye’nin Yeşil Dönüşümüne Katkı
TÜRKAK, çevresel yönetim ve iklim değişikliği alanındaki akreditasyon faaliyetlerini genişleterek, Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecine destek vermeye ve kuruluşların küresel pazarda rekabet gücünü artırmaya devam ediyor.
